5 Eylül 2009 Cumartesi

Beşiktaş Maç Günlüğü #3

Bugün öyle bir sıcak vardı ki İstanbul'da, deseler ki "Sizin mahalleye Scarlett Johannson gelmiş, sıradan öpüyor herkesi" kalkıp yanına gitmem, öyle bir sıcak. Ama malum Açıköğretim bütünlemesi vardı bugün, sabah Zeytinburnu'nda, öğleden sonra da Beyazıt'ta bok gibi iki sınav geçirince, atladım tramvaya, doğru stada gittim.

Zaten maç bedavaydı, girişte problem olmayacaktı ama, yönetimin bir tek kapalıyı açması acayip oldu. İçeri girdik, bir baktık güneş direkt kapalıyı vuruyor. Yukarıya çıktım gölge vardır diye, sözde bir gölge buldum, beş dakika içinde güneş aldı orayı da. Bir de oruçlu olunca, daha da beter vuruyor sıcak.

Yine de maç başlayana kadar dayandım. Yeni besteleri dinleme şansım oldu. Başta, "8 milyon euro/Bayıldık biz sana/Cimboma koymazsan/Koyarız amına" diyerek Tabata'ya karşı ne kadar büyük bir sevgi beslediğini gösteren tribün akabinde, "Come on sakso Galatasaray, al ağzına Galatasaray" diyerek ingilizce bilgisini de göstermiş oldu.


Hakan - Delinho, Ferrari, Toraman, Erhan - Uğur, Fink, Ernst - Ekrem, Tabata, Erkan onbiriyle başladı Beşiktaş. Rıdvan ve Necip de Ümit Milli Takım'da bizi temsil ediyordu. Onlar için de ilginç bir deneyim olmuştur.

Maç milli takımla olunca, karşı takıma yapılan bir tezahürat olmadı dolayısıyla. Hatta, Yiğit Gökoğlan'ın golünden sonra alkışlar ve "Milli takım oley" sesleri yükseldi kapalıdan. İlk yarı Beşiktaş biraz daha üstündü diyebiliriz. Ekrem iki, Uğur da bir net gol pozisyonunu heba etti. Tabata çok istekliydi, solda Ekrem'le çok iyi anlaştı. Yine Ekrem'le girdiği bir verkaçtan sonra, ceza yayı üzerinden çok güzel bir vuruşla ilk maçında ilk golünü attı. Tabata ile ilgili izlenimlerim, kondüsyon eksiği yok, ilk yarıda, sıcak havaya rağmen iyi baskı uyguladı defansa, ama takımdaki rolüne alışması gerekiyor.

Her ne kadar Onur'u görmek uğruna beklemek istesem de, sıcak artık iyiden iyiye beynime geçtiği için, ilk yarı sonunda çıkmak zorunda kaldım. Onur 71'de girmiş, maçı da 4-3 Ümitler kazanmış, ama iki takıma da helal olsun, bu sıcakta oynamak hiç kolay değil.

Bu arada su molasında su içmeyen İbo'ya tribünlerin "Doğru söyle İbo/ Oruçlu musun?" tezahüratından sonra İbo'nun "Eyvallah" mealinde hareketi gelince, "Allah kabul etsin İbo" tezahürat başladığı anda yere yıkıldım. Kapalıya girince kafa daha bir hızlı çalışmaya başlıyor.

Foto: bjk.com.tr

Hiç yorum yok: