Manchester United 1:0 Birmingham City

Karşılaşma öncesi, Bobby Robson için saygı duruşu ve alkışlar...

Van Der Sar'ın sakatlığında kalede Foster, defansın göbeğinde O'Shea-Evans ikilisi, sol bekte Evra ve sağ bekte Fabio olarak kurdu kadroyu Sir. Bana kalsa Rafael, kardeşinden daha yetenekli ama Sir daha iyi bilir diyerek konunun üstünde fazla durmuyorum.

Orta sahanın sağında Valencia, solunda oynaması şüpheli olduğu bildirilen ama oynadığını gördüğümüz Nani, ortasında ise Fletcher ve Scholes bulunuyor. İleri ikili de sürpriz değil, Rooney ve Berbatov'dan oluşuyor, Owen yedeklerde.

Yedeklerde Owen, Giggs, Anderson, Brown, Kuszczak'ın yanı sıra iki tane de genç, De Laet ve Gibson bulunuyor.

De Laet, defansın sağında ve ortasında oynayabilen. Bana göre ortalama ama Sir'ün, Gibson ile birlikte çok şey beklediği oyunculardan biri. Takımdaki yıldızların gidişi, ekonomik kriz derken transfer yapmak yerine geleceğe yatırım yapıyor Sir, takdir etmek gerek. Gayet yetenekli oyuncular mevcut United altyapısında.

Eğer şimdi bir kadro kuracak olsaydık;

Kalede: Foster

Defansın sağında: Rafael

Defansın solunda: Fabio

Defansın ortasında: Evans - De Laet

Orta sahanın ortasında: Possebon - Anderson (Plase: Darren Gibson)

Orta sahanın solunda: Tosic

Orta sahanın sağında: Ljalic

Forvet ikilisi: Macheda - Welbeck (Plase: Fraizer Campbell)

şeklinde bir diziliş ortaya çıkarılabilirdi. Tabi böyle bir durumda kadroda sadece 4 tane İngiliz olacaktı, defansın sağı-solu, orta sahanın orta kısmıyla beraber Brezilya'lılara, orta sahanın sağı solu da Sırp'lara emanet edilmiş olacaktı. O da başka bir konunun tartışma noktası, bu yazıya eklemenin lüzumu yok.

Kaldı ki benim düşüncem 4 sene içerisinde bu kadrodakilerden bir çoğunu bir şekilde sahada görebileceğimiz üzerine. Tabi ki arada bekleneni veremeyenler, Manchester gece alemlerine bulaşanlar, farklı sebeplerden ötürü takımdan ayrılanlar olabilir, onları şimdiden tenzih ediyorum.

Bu yüzden, bugünün şartları böyleyken Sir'ün yapmaya çalıştığına bir anlam verebiliyorum. Ronaldo'nun gidişine aldırmamaya çalışmasına, 'Onsuz da başarabiliriz.' demeçlerinde mantıklı yanlar bulabiliyorum.

***

Bunları maçın hemen başında yazmıştım. Maç sonuna bakacak olursak;

Ronaldo'dan sonra bu takımın itici gücü, birinci adamı Rooney olacak o anlaşıldı.

Scholes 34 yaşında da oynuyor arkadaş da, bir yere kadar. Anderson'u görelim artık, ha yok yetersiz düşüncesi hakimse bu nasıl perhiz, bu nasıl lahana turşusu?

Ferdi riske edilmedi bu maç, hafif bir sakatlığı bulunuyordu. Evans ve O'Shea'nin birbirleriyle uyumda olsun, kademede olsun pek hayırlı işler yaptığı söylenemez. Tabi bunların çoğu Evans'ın bir eşek oluşundan kaynaklanıyor. O yetenek, böyle oyun. Bravo...

Nani riske edildi bu maç, aldı eline ayağını paşa paşa çıktı ikinci yarı. Ağrıları artmış maç sırasında, bundan mütevellit saha kenarına sürülmüş.

Valencia uyum olayını aşmaya başlıyor sanki yavaş yavaş. Her geçen maç daha iyi gözüküyor gözüme.

Ligin ilk karşılaşması, Birmingham'la oynuyorsun, kendi sahandasın ve bir tane gol üretebiliyorsun sadece. Hayra alamet değil.

***

Ya yalvarıyorum, şu Premier Lig maçlarını NTV alsın tekrar... Ne güzel olur, şöyle bir yanda La Liga, bir yanda EPL, huh? Ma man yo! Huh?

Fotoğraflar: Getty & Reuters