18 Aralık 2009 Cuma

Üşüyorum

Zaten Beşiktaş'tan stada yürüyene kadar sırılsıklam olmuşken, yeni açığın merdivenlerinden üçlü çekilirken çıkıp yerimizi aldık, ilk 15 dakika birşey anlamadım maçtan, götüm donuyordu. Maça odaklanmaya çalışırken anlamadığım bir şekilde golü yedik, o zeminde Volkan topu nasıl getirip orta yaptı bilmiyorum, tekrarını da izlemedim gerçi, belki de biz Şaban ile laubalilik yapıyorduk o sırada. İlk yarı bitince döndüremeyiz diyordum bu maçı, hele o zeminde. Çaylarımızı alıp içimizi ısıtırken Nobre'nin golü geldi, onu da göremedim zaten ısınmaya çalışırken. Bu arada Nobre ile başlamamız gerekiyordu. O kadar gereksiz maçlarda oynadıktan sonra, havuza dönmüş zeminde hava topu oynamak ve Nobre'yi kullanmak varken Mustafa hoca tercih etmemiş. Oynasa bu sefer sesimi çıkarmazdım. Neyse, penaltı falan 2-1 olmuşken maçın başından beri 3-1 alırız diyen Şaban bu sefer önde olmanın verdiği güvenle daha içten söylüyordu. Ferrari çıktı, Yusuf girdi... 5 dakika içinde maç döndü, Ferrari alındığı için gönderilen Zapo, galibiyeti getirdi... Kalorifer yetmedi elektrikliyi çalıştırdım, karanfilli ıhlamur var bir de. Hala kendime gelemedim, üşüyorum, ah ulan...

Sercan'ın ikinci yarının başında kaçırdığı net gol, Bobo'nun 2-1 iken dışarı vurduğu pozisyon ve Ivankov'un 90+2'de Nobre'nin kafasını köşeden çıkardığı müthiş kurtarış. Niye yazdım bilmiyorum, dönüm noktaları sanırım. Bursaspor'a da helal olsun, çatır çatır top oynadılar bence. Tebrikler İsmail.

Fotoraf: Ajans Spor

Hiç yorum yok: