Bu aralar tek eğlencem elime klasik gitarı alıp sevdiğim şarkıları çalabilmeye çalışmak. Çalabilince daha eğlenceli oluyor tabi. Bir de çalarken söyleme yetimi geliştirsem coşarım herhalde.
Düne kadar; 'Bi' sevgilim olsa da can sıkıntımı gidersem.' diye düşünüyordum, Okan Bayülgen'e dün program sonunda konuk olan Bakın şunu demek istiyorum Okan Bey kod adlı kadın bütün hevesimi aldı götürdü. Hint tanrıçası olasıca... Uzak doğunuzu sikeyim.
'Sevgilimle, önce kim boşalacak yarışması yapıyoruz.' bitiyor, 'Önce kim -reload!- olacak yarışması yapıyoruz' şeklinde çarpıcı demeçlerimi içeren bir röportaj vereceğim ve gündeme oturacağım. İleriye dönük tek planım budur şu hayatta şu an için.
Sürekli iddaa oynayan bir adam olarak sürekli oynadığı bayisi olan adamım. Yine aynı bayiye gittim pazar günü, adam kupon yatırmaktan kafayı sıyırmış olacak ki bir esnaf canhıraşlığı ile; 'Evet abiler, alalım, verelim, ekonomiye can verelim. Evet abi, evet. Biraz hızlı olalım. Kalemleri aldığımız yere koyalım. Alalım, verelim, ekonomiye can verelim' diye bağırıyordu. 'Abi yeter, aynı espiri otuz defa yapılmaz ki...' diyemedim kuponun uğuru kaçar diye. Hayır anlamadığım, bağırmasa müşteri çekemeyecek sanki. Milletle kucak kucağa kupon dolduranlar var lan orada, kapış kapış gidiyor!
Neredeyse her köşe başında, her blogda, her MSN iletisinde Ramiz Dayı geyiği dönmeye başladı. Kabak tadı vermedi mi sizce de? Nedir bu racon merakı lan? Allah'tan House'a özenip bastonla dolaşan tipler türemedi...
Kutsi daha ne kadar çakma senaryolarda yer alabilir diye merak ediyorum. Dawson's Creek kırması Kavak Yelleri'nde de rol alacak mı acaba?
Ahmet Hakan'ı takip ederim ama ısındığım pek söylenemez. Şöyle anlatayım, ara sıra beğendiğim yazıları olur ki bu da kendisi hakkındaki; 'Komik bir devrin adamı olma çırpınışı' şeklinde hâl ve hareketlerini eleştiren görüşümü bazen gölgeler. Twitter'da kendisini takibe alıp da yazdıklarını görmeye başladığımdan beri kendisinden daha da tiksiniyorum. Hani bir şeyi hiç sevmezsin ama atmaya da kıyamazsın ya, sırf bu dürtünün hatrına kendisini takibe devam ediyorum. 'Daha ne kadar saçmalayabilir?' merakımı da böylelikle dizginlemiş oluyorum.
Facebook güvenlik ayarlarına reset mi attı ne nane yedi ya geçenlerde, arkadaşın olmayanların bile profiline girebiliyorsun şimdi. Bir halk adamı olarak halkın çıkamayan sesine tercüman oluyorum -kendileri daha çok Fransızca konuşmayı yeğliyorlar da- "Oh beeee, kaç aydır şu hatunun profiline girmeye uğraşıyordum. Otuz bire malzeme çıktı."
Bu seriye neden kendimle oynuyorum adını verdiğimi hatırlamıyorum, üstüne bir de niye hâlâ yazdığımla ilgili bir soru sorulmasın bile!
Gürkan Menteş röportajı biraz gecikti, elbet yapılacaktır. Gürkan o arada tasarımı yeniledi, muazzam oldu kanımca.
"Peki sizce yeni blog tasarımımız nasıl olmuş?" şeklinde amaçsız bir anket koyalım mı sol bölüme diye sormak için bir anket açsam mı diye düşünüyorum. Şıkları da olsun mesela 'Güzel olmuş' 'Beğenmedim' 'İdare eder' 'Eskisi daha iyiydi'; 'Boşver ya da anket açayım ama daha mantıklı bir şey olsun, di mi?
Hacılamak ile iç etmek günümüzün nadide eş anlamlı sözlükleridir. ÖSS'ye hazırlanırken dershanede Türkçe hocama öyle bir örnek vereyim ki orgazm olsun diyen tüm neferlere kıyağım olsun.
'Ben Ezel olsam...' geyikleri türedi. Noktalı kısımları doldurma işi anaokullarında, kreşlerde hadi en kötü ilkokullarda kalmamış mıydı? Koskoca adamlarız şurada... 'Ben Barney olsam, o kızı...'
'Ece ne yapıyordur acaba şimdi?.'
'Televizyonun önünden geçtim de, izlemeye değer bir şey yok, artık geçmem önünden bu gece.'
'@hebele beni anlamıyorlar, anlattım aslında.'
'Yoldaşlar Emo oldum haha.'
Ahmet Hakan güzellemelerinden oluşan bir parodi izlediniz.
Ersan İlyasova'nın Casper reklamı daha ne kadar otistik bir senaryoya sahip olabilirdi, bunu cidden merak ediyorum. İki gözüm önüme aksın lan!
Annemle babam Click filmini beğenmediler. Annem uyudu bir de... Terbiyesizlik! Acımasızca!
Sipariş gelmiş, üç gün boyunca sabahın köründe kalkıp akşama kadar dükkana gidecekmişim. Babadan maaş da istemiyor ki; 'Hassıyeordandüngübog' diyor.
Yine canım sıkıldı...
Gençsubaylar'dan, bu bloga gelişimize kadar olan süreçte ilk defa biriyle aynı anda aynı haberi verirken denk geldik, pişti olduk. Giggs'in ödülü aldığı yazısını yazıyorken Gürkan rejisörüm MSN'den uyardı; 'Oğlum aynı haberi veriyorsunuz lan. Birazdan ikisini de yollayacaksınız.' dedi de uyandım mevzuya. O kadar panik oldum ki; Blog Jet-Set'inde blog içerisinde aynı haberi yapıp pişti olan iki salaktan biri olma konumuna düşüp de hümilieyting bir durumla başbaşa kalmamak için ocaktaki yemeği, ütüdeki gömleği bırakıp İsmail'e koştum. 'Oğlum!' dedim; 'Aynı yazıyı yazıyoruz lan! Yazma sen, önce ben başladım lan! Ben gönderiyorum!' dedim. 'Ya İrlanda'lı falan demem sikerim yollarını Doug! Önce ben gördüm!' dedi bu bana. Uzatmayacağım mevzuyu, tabi ki dövdüm. Ağlaya ağlaya offline oldu tabi bu. Giderken de; 'Görürsün oğlum sen, Guitar Hero'da Expert olayım kapışıp eline vericem gitarı sapıyla' diye bağırdı.
Eyvallah.
Düne kadar; 'Bi' sevgilim olsa da can sıkıntımı gidersem.' diye düşünüyordum, Okan Bayülgen'e dün program sonunda konuk olan Bakın şunu demek istiyorum Okan Bey kod adlı kadın bütün hevesimi aldı götürdü. Hint tanrıçası olasıca... Uzak doğunuzu sikeyim.
'Sevgilimle, önce kim boşalacak yarışması yapıyoruz.' bitiyor, 'Önce kim -reload!- olacak yarışması yapıyoruz' şeklinde çarpıcı demeçlerimi içeren bir röportaj vereceğim ve gündeme oturacağım. İleriye dönük tek planım budur şu hayatta şu an için.
Sürekli iddaa oynayan bir adam olarak sürekli oynadığı bayisi olan adamım. Yine aynı bayiye gittim pazar günü, adam kupon yatırmaktan kafayı sıyırmış olacak ki bir esnaf canhıraşlığı ile; 'Evet abiler, alalım, verelim, ekonomiye can verelim. Evet abi, evet. Biraz hızlı olalım. Kalemleri aldığımız yere koyalım. Alalım, verelim, ekonomiye can verelim' diye bağırıyordu. 'Abi yeter, aynı espiri otuz defa yapılmaz ki...' diyemedim kuponun uğuru kaçar diye. Hayır anlamadığım, bağırmasa müşteri çekemeyecek sanki. Milletle kucak kucağa kupon dolduranlar var lan orada, kapış kapış gidiyor!
Neredeyse her köşe başında, her blogda, her MSN iletisinde Ramiz Dayı geyiği dönmeye başladı. Kabak tadı vermedi mi sizce de? Nedir bu racon merakı lan? Allah'tan House'a özenip bastonla dolaşan tipler türemedi...
Kutsi daha ne kadar çakma senaryolarda yer alabilir diye merak ediyorum. Dawson's Creek kırması Kavak Yelleri'nde de rol alacak mı acaba?
Ahmet Hakan'ı takip ederim ama ısındığım pek söylenemez. Şöyle anlatayım, ara sıra beğendiğim yazıları olur ki bu da kendisi hakkındaki; 'Komik bir devrin adamı olma çırpınışı' şeklinde hâl ve hareketlerini eleştiren görüşümü bazen gölgeler. Twitter'da kendisini takibe alıp da yazdıklarını görmeye başladığımdan beri kendisinden daha da tiksiniyorum. Hani bir şeyi hiç sevmezsin ama atmaya da kıyamazsın ya, sırf bu dürtünün hatrına kendisini takibe devam ediyorum. 'Daha ne kadar saçmalayabilir?' merakımı da böylelikle dizginlemiş oluyorum.
Facebook güvenlik ayarlarına reset mi attı ne nane yedi ya geçenlerde, arkadaşın olmayanların bile profiline girebiliyorsun şimdi. Bir halk adamı olarak halkın çıkamayan sesine tercüman oluyorum -kendileri daha çok Fransızca konuşmayı yeğliyorlar da- "Oh beeee, kaç aydır şu hatunun profiline girmeye uğraşıyordum. Otuz bire malzeme çıktı."
Bu seriye neden kendimle oynuyorum adını verdiğimi hatırlamıyorum, üstüne bir de niye hâlâ yazdığımla ilgili bir soru sorulmasın bile!
Gürkan Menteş röportajı biraz gecikti, elbet yapılacaktır. Gürkan o arada tasarımı yeniledi, muazzam oldu kanımca.
"Peki sizce yeni blog tasarımımız nasıl olmuş?" şeklinde amaçsız bir anket koyalım mı sol bölüme diye sormak için bir anket açsam mı diye düşünüyorum. Şıkları da olsun mesela 'Güzel olmuş' 'Beğenmedim' 'İdare eder' 'Eskisi daha iyiydi'; 'Boşver ya da anket açayım ama daha mantıklı bir şey olsun, di mi?
Hacılamak ile iç etmek günümüzün nadide eş anlamlı sözlükleridir. ÖSS'ye hazırlanırken dershanede Türkçe hocama öyle bir örnek vereyim ki orgazm olsun diyen tüm neferlere kıyağım olsun.
'Ben Ezel olsam...' geyikleri türedi. Noktalı kısımları doldurma işi anaokullarında, kreşlerde hadi en kötü ilkokullarda kalmamış mıydı? Koskoca adamlarız şurada... 'Ben Barney olsam, o kızı...'
'Ece ne yapıyordur acaba şimdi?.'
'Televizyonun önünden geçtim de, izlemeye değer bir şey yok, artık geçmem önünden bu gece.'
'@hebele beni anlamıyorlar, anlattım aslında.'
'Yoldaşlar Emo oldum haha.'
Ahmet Hakan güzellemelerinden oluşan bir parodi izlediniz.
Ersan İlyasova'nın Casper reklamı daha ne kadar otistik bir senaryoya sahip olabilirdi, bunu cidden merak ediyorum. İki gözüm önüme aksın lan!
Annemle babam Click filmini beğenmediler. Annem uyudu bir de... Terbiyesizlik! Acımasızca!
Sipariş gelmiş, üç gün boyunca sabahın köründe kalkıp akşama kadar dükkana gidecekmişim. Babadan maaş da istemiyor ki; 'Hassıyeordandüngübog' diyor.
Yine canım sıkıldı...
Gençsubaylar'dan, bu bloga gelişimize kadar olan süreçte ilk defa biriyle aynı anda aynı haberi verirken denk geldik, pişti olduk. Giggs'in ödülü aldığı yazısını yazıyorken Gürkan rejisörüm MSN'den uyardı; 'Oğlum aynı haberi veriyorsunuz lan. Birazdan ikisini de yollayacaksınız.' dedi de uyandım mevzuya. O kadar panik oldum ki; Blog Jet-Set'inde blog içerisinde aynı haberi yapıp pişti olan iki salaktan biri olma konumuna düşüp de hümilieyting bir durumla başbaşa kalmamak için ocaktaki yemeği, ütüdeki gömleği bırakıp İsmail'e koştum. 'Oğlum!' dedim; 'Aynı yazıyı yazıyoruz lan! Yazma sen, önce ben başladım lan! Ben gönderiyorum!' dedim. 'Ya İrlanda'lı falan demem sikerim yollarını Doug! Önce ben gördüm!' dedi bu bana. Uzatmayacağım mevzuyu, tabi ki dövdüm. Ağlaya ağlaya offline oldu tabi bu. Giderken de; 'Görürsün oğlum sen, Guitar Hero'da Expert olayım kapışıp eline vericem gitarı sapıyla' diye bağırdı.
Eyvallah.
8 yorum:
ismo'da blog çok dayıgül, o konuda vicdansal sancılara gerek yok yani.. half-blood irish, full-metal jacket..
bi de edit mi yaptın lan sen bu yazıya?
gürkan sanatını konuşturmuşsun babacım, yüreğine sağlık da bu kalabalık bana iyi gelmedi.. art of simplicity we go.. zaman kazanalım diye ingilizce konuştum eh eh eh, amokachi'yi sevdiğinizi biliyorum, saklamayın..
göz beyaz arkaplana alışmış tabi, zaman gerek biraz. yoksa canın patates mi çekti?
plates çekmiş de olabilir. topa oturtalım.
çelski cüzdanı sinir bozdu daha çok..
istanbul kombinesi bitti mi lan, bana dönün bu aralar bi..
çet mekanı mı lan burası? gidin twitter'da ön sevişin.
sus lan
Benim oyum Unirock'a. Cannibal Corpse, Belphegor ve Sabaton. Ayrica Behemoth'u da eklemeyi unutmussun. Bu arada Metallica sadece Metallica degil, The Big Four ayni zamanda. The Big Four olursa Sonisphere'e oyumu veririm. Zira Slayer da, Megadeth de an itibariyle Metallica'dan cok daha saglam.
Unirock ne grubu abi? :D
Tamam Metallica benim hatam, yine münferit geliyorlar zannettim de festival kapsamındaymış. Festival olarak anketi sonra açacağım. Daha mayısa kadar yolu var onun. Neler açıklanır neler.
Yorum Gönder