Bu salak espiriyle hepinize merhaba demek istedim. Merhaba yazıp direk konuya girmem daha iyi olabilirmiş aslında...
Marta, İspanyol arkadaşım. Bu sene tanıştık kendisiyle yaz tatili faslında. Sıkı bir Real Madrid taraftarı, bunu öğrenmem ise çok garip oldu.
Tanıştık kendisiyle, sonra muhabbet etmeye başladık. Gerizekalı İspanyol aksanından ötürü başlarda bir şey anlayamadım. Sonra bu bir ara 'do you have a lighter?' demiş, duymadım. Bön bön bakıyor suratıma; 'why are you staring at me?' dediğimde anladı ki ben onu anlamıyorum. Beş dakikadır çakmak beklediğini söyledikten sonra cümlelerini tane tane kurmaya başlamıştı bile. Utanmasa şu Cem Yılmaz'ın ünlü repliği; 'Meeeraba Meeeraaba Ajda Pekkaaaan' tadında söyleyecek.
Neyse gönül dostları, ne diyordum? Muhabbete devam ettik biz bir süre daha, tam konuyu futbola getirip hangi takımlı olduğunu sorup Barça - Real geyiğine girecekken 'Neden hiç hangi futbol takımını tutmadığımı sormadın? Yoksa beni sevmiyor musun?' dedi. Yoksa beni sevmiyor musun kısmını dememiş olabilir, hatırlayamadım şimdi. 'Bilmem, ne oldu ki?' dediğimde gayet sıradan bir insan olduğumu adeta tokat gibi yüzüme vuracak fakat kendisi bunun farkında olmayacaktı, ben bir ceviz ağacıydım zira o an Gülhane Parkında.
'Türkiye'ye geldim geleli İspanyol olduğumu öğrenen herkes ilk iş -Barçaaaaa? Real Madriiiid?- diye bağırıyor. Neden bu ülkede bu kadar önemli ki hangi takımı tuttuğun? Soru bile sormuyorsunuz, sadece bağırıyorsunuz.' dedi. Tam o anlarda yanımıza Toni Kukoc yaklaştı; 'Kim şampiyon oldu? Yine mi Efes?' dedi. Siklemedik pezevengi, ayar oldu bu bize. 'Şımarık piç kuruları' diye bağırmaya başladı. Daldım dalacağım şerefsize, 'Bilader bas git, ayar etme adamı' diyorum hâlâ bağırıyor. Arada Hırvatça bir şeyler geveliyor, sonra yine Amerikancaya dönüyor falan derken bende şalter attı tabi. Şezlong'u aldığım gibi tam kafasına indiriyorum, bu da ellerini başına siper etti derken Pippen girdi araya o sırada; 'Hey siz ne yapıyorsunuz lanet olasıcalar? Avrupa hâlâ bizim ilkokulumuz. Ayrıca Carmen Electra'yı fışfışlamışlığım olmadı değil.' Jordan'ın; 'Bu nasıl bir düzyazıdır amına koyayım, en az İbrahim Kutluay'ın transfer ücreti kadar saçma. Dalga mı geçiyorsunuz?' demesiyle bu fasıl son bulmuş oldu.
Marta her ne kadar tuttuğu takımın zart zurt sorulmasına ayar olduğunu söylese de buralarda kaldığı bir hafta boyunca ne kadar futbol hakkında konuştuysak hepsinin başlangıcını o açtı. Hele ki United taraftarı olduğumu öğrenince sabahları gudmorningviyetnem demek yerine ronaldokissyou gibi aptalca bir cümle kurmayı tercih ediyordu. Yer mi İnternet Mahir'in evlatları kissyou'ları?
Balık etli, koca memeli, geleceğin uluslararası diplomatı olup muhtemelen AB ya da sikimsonik diğer uluslararası platformlarda Türkiye aleyhtarı olacaksa da iyi kızdı yalan söyleyemem. Tam Berk Kızıldağ ayarında olduğunu da söylemem gerek, aşk yaşayabileceklerine adım kadar eminim.
Bak şimdi ne diyeceğim, sen bu yazıyı buraya kadar okudun. Zannediyorsun ki, hatta ne zannetmesi lan, bariz 'bu yazı nereye gidiyor amuakoayım' diyorsun şu an. Söyleyeyim ama küfür etmeni istemem, edersen de canın sağolsun gerçi.
Yazıyı yazmaktaki amacım Marta'nın Yaprak Dökümü denen saçma salak diziyle toschak geçmek için açılmış bir gruba üye olması, grubun adının Türkçe olması, Marta'nın o diziyi hiç izlememiş olması, yaprak dolması, laz fıkrası, çam sakızı.
Bu kadar konusu belli ve kısa olması planlanan yazıyı bu kadar saptırıp mala bağladım için özür dilemek isterim de aslında yazının sonunda. Madem zahmet edip buraya kadar okudun (dayanabilenler için) bunun bir özürü de olması gerekiyordu sanırım.
O değil de işe de girdim lan. Sabah 10'da başlıyorum ilk güne, hadi bakalım. Barmen şekli, cızzzzzzz.
Marta, İspanyol arkadaşım. Bu sene tanıştık kendisiyle yaz tatili faslında. Sıkı bir Real Madrid taraftarı, bunu öğrenmem ise çok garip oldu.
Tanıştık kendisiyle, sonra muhabbet etmeye başladık. Gerizekalı İspanyol aksanından ötürü başlarda bir şey anlayamadım. Sonra bu bir ara 'do you have a lighter?' demiş, duymadım. Bön bön bakıyor suratıma; 'why are you staring at me?' dediğimde anladı ki ben onu anlamıyorum. Beş dakikadır çakmak beklediğini söyledikten sonra cümlelerini tane tane kurmaya başlamıştı bile. Utanmasa şu Cem Yılmaz'ın ünlü repliği; 'Meeeraba Meeeraaba Ajda Pekkaaaan' tadında söyleyecek.
Neyse gönül dostları, ne diyordum? Muhabbete devam ettik biz bir süre daha, tam konuyu futbola getirip hangi takımlı olduğunu sorup Barça - Real geyiğine girecekken 'Neden hiç hangi futbol takımını tutmadığımı sormadın? Yoksa beni sevmiyor musun?' dedi. Yoksa beni sevmiyor musun kısmını dememiş olabilir, hatırlayamadım şimdi. 'Bilmem, ne oldu ki?' dediğimde gayet sıradan bir insan olduğumu adeta tokat gibi yüzüme vuracak fakat kendisi bunun farkında olmayacaktı, ben bir ceviz ağacıydım zira o an Gülhane Parkında.
'Türkiye'ye geldim geleli İspanyol olduğumu öğrenen herkes ilk iş -Barçaaaaa? Real Madriiiid?- diye bağırıyor. Neden bu ülkede bu kadar önemli ki hangi takımı tuttuğun? Soru bile sormuyorsunuz, sadece bağırıyorsunuz.' dedi. Tam o anlarda yanımıza Toni Kukoc yaklaştı; 'Kim şampiyon oldu? Yine mi Efes?' dedi. Siklemedik pezevengi, ayar oldu bu bize. 'Şımarık piç kuruları' diye bağırmaya başladı. Daldım dalacağım şerefsize, 'Bilader bas git, ayar etme adamı' diyorum hâlâ bağırıyor. Arada Hırvatça bir şeyler geveliyor, sonra yine Amerikancaya dönüyor falan derken bende şalter attı tabi. Şezlong'u aldığım gibi tam kafasına indiriyorum, bu da ellerini başına siper etti derken Pippen girdi araya o sırada; 'Hey siz ne yapıyorsunuz lanet olasıcalar? Avrupa hâlâ bizim ilkokulumuz. Ayrıca Carmen Electra'yı fışfışlamışlığım olmadı değil.' Jordan'ın; 'Bu nasıl bir düzyazıdır amına koyayım, en az İbrahim Kutluay'ın transfer ücreti kadar saçma. Dalga mı geçiyorsunuz?' demesiyle bu fasıl son bulmuş oldu.
Marta her ne kadar tuttuğu takımın zart zurt sorulmasına ayar olduğunu söylese de buralarda kaldığı bir hafta boyunca ne kadar futbol hakkında konuştuysak hepsinin başlangıcını o açtı. Hele ki United taraftarı olduğumu öğrenince sabahları gudmorningviyetnem demek yerine ronaldokissyou gibi aptalca bir cümle kurmayı tercih ediyordu. Yer mi İnternet Mahir'in evlatları kissyou'ları?
Balık etli, koca memeli, geleceğin uluslararası diplomatı olup muhtemelen AB ya da sikimsonik diğer uluslararası platformlarda Türkiye aleyhtarı olacaksa da iyi kızdı yalan söyleyemem. Tam Berk Kızıldağ ayarında olduğunu da söylemem gerek, aşk yaşayabileceklerine adım kadar eminim.
Bak şimdi ne diyeceğim, sen bu yazıyı buraya kadar okudun. Zannediyorsun ki, hatta ne zannetmesi lan, bariz 'bu yazı nereye gidiyor amuakoayım' diyorsun şu an. Söyleyeyim ama küfür etmeni istemem, edersen de canın sağolsun gerçi.
Yazıyı yazmaktaki amacım Marta'nın Yaprak Dökümü denen saçma salak diziyle toschak geçmek için açılmış bir gruba üye olması, grubun adının Türkçe olması, Marta'nın o diziyi hiç izlememiş olması, yaprak dolması, laz fıkrası, çam sakızı.
Bu kadar konusu belli ve kısa olması planlanan yazıyı bu kadar saptırıp mala bağladım için özür dilemek isterim de aslında yazının sonunda. Madem zahmet edip buraya kadar okudun (dayanabilenler için) bunun bir özürü de olması gerekiyordu sanırım.
O değil de işe de girdim lan. Sabah 10'da başlıyorum ilk güne, hadi bakalım. Barmen şekli, cızzzzzzz.
2 yorum:
haydaaaaaaa hayırlı olsun dayııııı
hayırlı olsun dagi..
bi de marta'ya çakmak mı lazımmış, orayı çabuk geçmişsin, işler değişebilir..
Yorum Gönder