29 Ekim 2009 Perşembe

Uykusuz Geceler

İlk gece, linkler devamlı takıldığından 3-4 link arasında gidip gelerek takip etmeye çalıştım Cavs-Celtics maçını. Pek de birşey anlamadım ama Celtics geriden gelip fark yaparak gözdağı vermiş oldu ilk maçtan, LeBrongiller'in havası sezon başı itibariyle sönüverdi, tekrar pompalayacaklar mı bakalım. Warriors'tan S-Jax için listedeki takımlardan biri, karşılığında Ilgauskas'ı istiyormuş GSW. Cavs'in sulanmadığı oyuncu kalmadı hakikaten ama benim anlamadığım GSW Ilgauskas'ı ne yapacak? Derken kontratlara bakayım dedim ve hoopshype'da gördüğüm kadarıyla Ilgauskas'ın 1 sene 11,541,074 dölarlık kontratının olduğunu gördüm, işte bu biraz mantıklı geldi.

Sonra NBAtv'de Blazers-Rockets maçına kanalize oldum. Sezon başladı ya anasını satayım, görmemiş gibi her maça bakmam lazım sanki. Blazers'a olan sempatim bizi Andre Miller'dan kurtarmalarıyla daha da arttı, Oğuzcum öpüyorum seni buradan. Webster lige girdiğinden beri çıkış yapmasını istediğim oyunculardan biriydi. Sakatlığı sebebiyle oynamadığı geçen sezonun ardından, yerini kapan Batum'un bu sefer sakatlanmasıyla tekrar ilk 5'e yerleşti. Maç içindeki posterlik smacıyla sağlam olduğunu da gösterdi. Rockets acayip bi takım olmuş. Yao yok, T-Mac yok, herkes sorumluluk almaya çalışıyor. Scola ve David Andersen çok güzel ikili olur pota altında, izlemek keyif verir.

Yukarıdaki paragraflarda yaşadıklarımdan önce geceye hazırlık niyetine 2 saat uykuyu bünyede topladım, burada da yazdım zaten uyku öncesinde. Maçlar bitince de 3 saatlik bir uyku sonrasında işe gittim ama aptal gibiydim. Uyuşukluk ve bitse de gitsek havasında geçen saatler sonrasında 16.00 civarı ofisten çıkarak eve geldim ve direk uykuya yattım. 23.30 gibi kalktığımda geceye hazırdım. Magic-Sixers maçına az süre kalmıştı.

Maç sonuna geleyim. Orlando taş gibi takım olmuş. Celtics, Lakers gibi takımların karşısında da görmek lazım tabi ama preseason'daki tüm maçlarını kazanmış bir takımdan bahsediyoruz. 2 maçını izledim onların arasından ve çok olumlu sinyaller veriyorlardı zaten. Dün de, 3. çeyrek başında 100'ü buldular. Fark bir ara 30'a falan çıktı ki kapattım yayını. Bass ve Gortat'ın orta mesafelerini de sayarsak, takımda şutu olmayan tek kişinin Howard olduğunu söylesem yanlış olmaz sanırım. Daha bu takımda cezası sebebiyle Lewis'in olmadığını da hatırlatmalıyım. Nelson, Carter, Pietrus, Barnes, Anderson, J-Will, Redick... Üçlüğün gerisinden 16 isabet buldular. Maçın adamı Vayt Çaklıt yalnız. Nelson ilk şeyrekte 2. faulü alıp kenara geldiğinde oyuna giren isimdi ve takımı öyle bir gaza getirdi ki sonu gelmedi, fark 30'a kadar gitti. Emeklilik yakışmamıştı zaten, hoşgeldin tekrardanş. Bir de Ryan Anderson var. Yazın Nets'ten gelip heyecan uyandıran kişi Carter'dı ama onunla birlikte gelen Anderson da tam Magic'in sisteminde olmasını isteyeceği türden bir oyuncuydu. Lewis'in cezasında ilk 5'te yer alıyor ve şu sistemde gerek dış şutu gerekse içeri penetreleriyle yokluğunu hiç aratmıyor. Sixers'ta sadece Speights'i söylemek istiyorum. Geçen sezon sonrası devamını getireceği belliydi. Dün Howard'ın üzerine yine hiç korkmadan gitti. Maçın koptuğu anlarda geldi çoğu sayısı ama bu sezon çok iş yapacak bu çocuk. Yahoo Fantasy'de de 4 takımımdan 3'üne almışım, zaten birinde de Sixers apaçisi Doğan kapmış, hayrını görsün.

Fark 30 olduğunda yayını kapattım demiştim. NBAtv'de o sıralarda devam eden Raptors-Cavs maçı gayet izlenebilir bir maçtı çünkü. Bu sezon bol bol Raptors maçı izleyeceğimiz kesin, Hidayet sebebiyle. Başlarda biraz söylendim yine ama Raptors'ın basketbolu böyle olacaksa tüm sezon ben razıyım. Bu arada DeRozan çok karizma isim.

Bu gece TNT gecesi olduğundan NBAtv'de maç yok. Linklerden ızdırap çekeceğime güzel bir uyku çekip yarın gece günün ilk ışıklarını görmeyi düşünüyorum yine. Haftanın sonu... Bir nakarat gibi...

Fotoğraf: Getty Images

Hiç yorum yok: