Sezonlar taze bitti, teknik direktör transferleri hız kazandı. 1 ay içerisinde oyuncu imzaları da başlayacaktır yavaş yavaş. Teknik direktör transferlerinin mevcut durumunda Ancelotti'nin Chelsea'ye bir katkı sağlamayacağını, Leonardo'nun ise Milan için çok büyük bir risk olduğunu düşünüyorum.
Ancelotti transferinin Abraaam'ın Şampiyonlar Ligi kupası fantazisinin bir ürünü olduğunu düşünmek, öne sürmek çok da matah bir halt olmasa gerek. Görev yaptığı süre boyunca ligde sadece bir şampiyonluk alan Ancelotti'nin aynı süre zarfında iki Şampiyonlar Ligi ve buna bağlı olarak her Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunun ardından sektirmediği iki de Süper Kupa şampiyonluğu mevcut. Aziz Yıldırım ve Abrahamovic'i çok benzetiyorum birbirlerine bu sebepten ötürü. 'Avrupa için büyük atılımlar yapalım, zaten Avrupa'da başarılı olursak ligi süpürürüz' gibi bir tezleri olduğunu, hatta bu tezi kağıda döküp çerçeveyle ofislerine astırdıklarını da düşünüyorum. Öyle olmuyor tabi, her karınca duası tutmuyor çerçeveyle asınca. Biraz da çabalamak lazım. Umarım şu; 'Fenerbahçe Daum'la Anlaştı' geyiği de boş çıkar. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu ulan? Aynı ayarda bir de Trabzonspor - Şenol Güneş aşkı var ki sorma gitsin zaten...
Milan ise 97-01 yılları arasında beş sene boyunca formasını emanet ettiği Leonardo'yu takımın başına getirdi. 'İtalya ligini biliyor, takımda herkes ona saygı duyuyor.' gibi bir savunmaları olmuş, haklı olabilirler. Leonardo'nun ilk teknik direktörlük tecrübesi olacak, bu yüzdendi zaten riskten kastım. Ama zaten Ancelotti faciasından sonra (bu adam nasıl bu kadar prim yapabildi hakikaten ya?) 'Daha fazla ne kadar madara olabiliriz ki Inter'e? Bi' denemek lazım...' diye düşünmüş olabilirler. Zaten herkes Ancelotti'nin hücum futbolu oynatmamasından şikayetçiydi kulüpte. İçeride adamım yok elbet ama gazetelerde, bloglarda yazılanlar çizilenler hep bu doğrultudaydı. Leonardo da gelir gelmez; 'Hücum futbolu oynatmak istiyorum.' demiş. Artık başkanın yardakçısı mı yoksa hücum futbolunu başarabilen bir teknik direktör mü olacağını göreceğiz. Pep gibi çıkacağını sanmıyorum ama yanılırım da Pep kadar başarılı olursa Bülent Uygun da gaza gelir, buna eminim... O değil de herifler Galliani'yi göndermişler be, vay anasını. Bunu da yazıya başlamadan bir iki saat önce öğrenmiştim. Hiç sevmezdim o dazlağı da, iyi olmuş.
Pellegrini Real'de ne yapar? Bilinmez. Bana biraz dengesiz geliyor Pellegrini, hem oyun yapısı hem de karakter olarak. Villareal'de yaptıkları ortada elbet ama sonuç olarak çok daha büyük bir camia Real Madrid ve bariz, üzerindeki baskı Villareal'den fazla olacaktır. Ha şayet Ronaldo, Kaka, Ribery triosunu komple alabilirse Perez, takımın başına menajer diye odunu koysa farketmez o da var. Barcelona'nın bir dönemler uyguladığı Hollanda aşısı tutmadı Real'de. Perez gönderecekmiş gibi söylentiler var ama o kadar kolay olacağını sanmıyoruz. Hadi Van Der Vaart'ı, Sneijder'i, Ruud'u anlarım da Robben'in orada kalması lazım. Zaten Fotomaç'a göre Ruud, 'Fenerbahçe'ye gidiyorum.' demiş. Ronaldinho da göz kırpmış. Daha neler neler...
Ve bir bomba haber daha, Sinan Engin'in Manisaspor'un başına geçmiş olması. Kendisine hayırlı olsun demek istiyorum ama ne alaka yahu?
Bakalım ilerleyen günler daha nelere gebe, daha neler göreceğiz Serhat?
3 yorum:
benim merak ettiğim sinan engin ne zaman gözünü verecek...
Benim asıl merak ettiğim Sinan Engin'in kafası nasıl şişti. Vücut genişler iyi hoş da, kafa bu yani.
Aklıma beter böcek geldi birden. Gerçi onunki küçülüyordu, bu tamamen ters bir reaksiyon. Ama olur öyle şeyler tabi.
Yorum Gönder