5 Ekim 2009 Pazartesi

Kendimle Oynuyorum #7

* İki sene önce dişime kanal tedavisi yapıldı, acıdan doktorun parmağını ısırmışım. Kadıncağız aynen şöyle; 'Ulan parmağımı ısırıyorsun!' diye bağırmasaydı ısırmaya da devam ediyor olurdum. O da akrabayız diye alttan aldı zaten, 'ulan' diyerek de samimiyeti belirtti. Ulan mı? Canı sağolsun...

* Sonra dolgu yapıldı aynı dişime. Gayet dolgun görünümlü bir dişe sahip oldum diye sevinirken dolgudan tam iki sene sonra kaju denen, bağımlılık yaratan yemişi yerken ben dişimi kırdım, kırılan parçayı da yuttum. Hatta dişimin kırıldığını da kırılan parçayı yuttuktan çok sonra, dilim rastgele o bölgede gezintiye çıkmışken farkettim.

* Geçenlerde kanal tedavili, dolgulu, kırılmış, incinmiş, gamlı dişimin dolgusu da düşünce artık doktora geri gitmek kaçınılmaz olmuştu. 'Ohooo ooo, bunun işi bitmiş. Kaplama yapalım biz buna.' dedi. 'Ok, eyvallah.' dedim ben de...

* Açıköğretimden topu topu 2 dersi vermem gerekiyordu, ikisinden de 45 alarak 50 geçer not da bir tarafıma girerek sınıfta kaldım. Annem geçen gün rüyasında görmüş gibi odaya dalıp; 'Kalma ihtimalin var mı? Çabuk söyle!!!' diye bağırınca; öyle bir ihtimalin ihtimaller dahilinde olduğuna dair komplike olma ihtimali ihtimal dahilinde olan bir cevap vermiştim. Sinirlenmişti o da tabi. Şimdi gel de durumu anlat! Bir haftadır sonuçları biliyor olmama rağmen sesimi çıkarmadım.

* Açıköğretim benim için bir zıplama noktası, ailecek buna inanıyoruz. Açıköğretimi başarıyla verdikten sonra, önümde açılmayacak kapının olmadığına dair inancımız var. İnancımızın Allah'ı da Anadolu Üniversitesi Rektörü... Ama ben önce Oxford'u düşünüyorum, hemen iş hayatına atılmayayım, biraz daha askerlik tecil olsun diyorum.

* Manchester sıçara bağladı, canımı sıkıyorlar.

* O değil de çiviçaaaağ'da Ryan Giggs'e belki geri dönüş yapar umuduyla yazdığımı da itiraf ediyorum. Halbuki siklemedi herif doğal olarak.

* Gerçi ne olurdu? 'Ooo Doug, eyvallah ciğerim. Geliyor musun bu hafta maça? Ayarlayayım mı bilet?' dese... Puşt!

* Herif harbi İrlanda'lıyım sanmış da olabilir aslında, Galler'li ibne.

* Bi' kelimeyi yanlış yazmışım, belki ondandır lan cevap vermemesinin sebebi.

* Seviyorum ama pezevengi, aferin ona.

* Ancelotti kadar antipati duyduğum başka teknik direktörler de vardır.

* Ya Gürkan Menteş Liverpool fanatiği olmayı bıraksın ya da Rafa Benitez Liverpool'u bıraksın.

* Liverpool mu Rafa'dan çıkar, Rafa mı Liverpool'dan?

* Ne? Aaaa kafadan kopardı...

* Sims 3 oynuyorum.

* Klapacius gitmiş, motherlode gelmiş. Oyun eskisinden de güzel.

* Halbuki arkadaşın biri; 'Klapacius giderse oyun biter hafız.' demişti.

* Kamıns nana da gitmiş, yok öyle bir şey.

* Sims'te tek karakteri yönetmeyi seviyorum. Öyle evlilik çocuk falan olayı bayıyor.

* Gerçi böyle diyorum ama, benim sim ölmeye doğru gitmeye başlayınca soyumu devam ettirmem gerekti. Evlenmeden çocuk olmuyor mu diye deneyeyim istedim, denedim, oldu. Çok afedersiniz, hizmetçi kadına kaydım.

*Kadının adı da River McIrish'ti lan. Adı beni azdırdı zaten önce, sonra cinsellik ikinci planda geldi, çocuk gelince de üç oldu.

* Çocuk soyadımı aldı almasına ama ben çocuğu alamadım lan. Çocuk annesinde kaldı, benim adam da öldü gitti.

* Ben de yeni sim yaratmak zorunda kaldım. Şimdi benim velet dolaşıyor şehirde, bazı bazı görüyorum. Öbür sim'ler; 'Senin baban yok, piiiiiç!' diye dalga geçiyorlar Central Park'ta...

* Yaşadım, tecrübe ettim, kulağıma küpe ettim. 51'de çift jokerle bitememek çok kötü bir şey, içinde patlıyor insanın.

* FilmEkimi benim için bu sene de yalan oldu, Ağustos'a çeksinler.

* Şansal mesaj attı geçen MSN'den; 'Sen NBA Fantasy oynuyorsun di mi?' diye... Halbuki Gençsubaylar liginde beraberiz. Değil mi Şansal?

* Buna rağmen sorusuna; 'Evet' diye karşılık verdim. 'O zaman belki elimdeki şu fotoğraflar ilgini çeker?' diyerek beni Adelante'ye çağırdı.

* 'Ya oğlum, ben hani olmaz, yani yapamam, ı-ıh' desem de ikna edemedim. Fotoğrafları internete ve çeşitli basın organlarına, gazete bayilerine ve marketlere yayacağını söyleyince kabul ettim.

* Takımımın adı Concrete Effect...

* Rakiplerime oranla güçsüz olduğumu biliyorum, kendi evimizde galibiyet için sahaya çıkıp, deplasmanda da bildiğin beraberliğe yatmayı uygun görüyorum.

* İyi fiyat verene maç bile satarım, o derece.

* Şakaysa hiç komik değil, gerçekse çok komik.

* Bamya sezonu mu açıldı lan? Herkes bamyayı övüp duruyor, bu bir rastlantı olamaz.

* Frenk Raykard.

* Björk

* 70'li yılları özledim.

* 80'lere tapmıştım zamanında...

* 90'ları hissede hissede yaşadım.

* 2000'li yıllar, götümüzde patlar.

* Beşiktaş sen naber ya?

* Cem Garipoğlu'nun gündemi Deniz Feneri olayı ve Ergenekon soruşturması kadar meşgul ettiğinin altını çizmek istiyorum.

* Deniz Seki olayının Deniz Feneri olayı kadar acayip olmadığını her daim vurguluyorum.

* Deniz Barış

* Bulut Seviş

* Fotoğraftaki çocuk tam ağzının orta yerine çakmalık yalnız, bilmem dikkatinizi çekti mi?

* Babalarımız çok zengin.

* Durali

* Durex

* Yeter

* İmdat

* Böyle bir prezervatif reklamı vardı eskiden. Bir dünya çerçeve, isimler geçiyordu. Yeter, İmdat vs. diye...

* Ulan harbi böyle isimler veren insanlar var. Berç son dönemlerde aklıma yatan sofistike isimlerden biriydi ama gel gör ki artık daha sofistike bir isim fikrine sahibim. 5 çocuğum olsa 5.'nin adını Oha koyarım.

* Taha gibi... O'ha McGiven...

* Tamam lan, yeter. İmdat. Oha!

Hiç yorum yok: