12 Nisan 2010 Pazartesi

Sensizim Canım

Bugün bir arkadaşı daha askere uğurladık... İnsan düşünmeden edemiyor o helalleşmeleri, havaya atıp tutmaları görünce; "Ulan biz de gideceğiz böyle, otobüse binip o camdan el sallama faslı bitince acaba nasıl bir kafaya giriyorsun" diye...

Arkadaşı askere uğurlarken tabi ki diğer asker uğurlayanlar da otogara akın etmişlerdi. Olayı abartıp otogara otobüs kaldıranlar bile vardı. Bir ara öyle bir an oldu ki, herkes askerini havaya atıp; "En büyük asker bizim asker!" diye bağırıyordu. Kavga çıksa çok gülerdim; "Bizimkisi daha büyük asker lan! Kaçma, gel buraya amınıza koyacaz!"

Türlü türlü şeyler söylenebilir aşk üstüne hatta kendi görüşüm şudur ki her ne kadar kendimce bir tanımım olsa da bunun on saniye, beş dakika, yirmi gün, yedi hafta, dokuz yıl sonra bile aniden değişime uğrayacağını ve tamamen şu anki görüşüme zıt bir görüşü savunabileceğimi bilirim. Şu anki görüşüm, "sikeyim böyle aşkın ızdırabını!" şeklinde...

İstanbul hakikaten insanın çehresini, bakış açısını, duygularını değiştirebilen acayip bir yer... Umduğunu bulamadığın, sevdiceğinden ayarı yediğin bir Cumartesi akşamında köprünün üstünde; "Abi geçen bana bi' bıçak çekti karının biri, haplanmış..." şeklinde içini dökerken son ses İbrahim Erkal şarkıları dinleyen bir taksiciye rağmen melankoli yaşayabiliyorsun.

Çok acayip bir itirafta bulunacağım, bunun neden böyle olduğuna dair bir fikrim de yok gerçi... Köprüden geçerken yalı gördüysem hemen aklıma Reha Muhtar-Gülşen ilişkisi geliyor lan!

Manşester Yunayted kelek yaptı, ligde birinci sırayı kaptırdığımızın hemen üstüne bir de Bayern şoku yaşadık... Rafael'in üstüne kaldı ihale ama olsun. Bir gün bir hata yapacaktı, o güne nasip oldu. Sir'ün İskoç gazabı ve takımdaki ağabeylerinin telkinleriyle götünü doğrultacağını ve yaptığı bu hatayı unutmayacağını tahmin ediyorum. Yalnız telkin veren Neville olmasın da...

Lineker'in de te amına koyayım arkadaş! Nereden esmiş de söylemiş o sözü, çenesi tutulaymış! Yılbaşından önce paydos yapan elemanların, son derse giren çocukların; "Seneye görüşürüz" şakasına döndü, yeter be kardeşim!

Şaban bizi blog ödüllerine kayıt ettirmiş. Bana angarya gelen bir hedehödö kendileri, popülist yaklaşımlar bunlar. Ödülü alırsak mesela bir tepki olarak ödülü almaya gitmeyeceğim, gidersem de akademiye okkalı bir geydireceğim... Yine de dayımlara, halamlara, komple sülaleye haber saldım...

Röpdöşömbör. Kölöröför.

Messi çok rerörerö tamam ama şimdiden dünyanın en iyi futbolcusu, Maradona'dan bile iyi yorumlarını haketmiyor sanki ha?

Hele bir durun, Maradona ile Pele'yi durmadan kıyaslayan futbol entelleri bir ellerini çeksin piyasadan, sonra onu da tartışırız.

Bir de şeye ayar olurum, hani işte böyle Maradona-Pele karşılaştırması yapar genç dimahlar, sonra oradan bir aydınlanmış benlik fırlar da; "Ulen sanki çok gördünüz ya oynarken ikisini de, bir de taraf tutuyorsunuz!" diye... Onlar tokatlıktır işte... Babam da Maradona'yı-Pele'yi anlatır, dedem de... Ne televizyon vardı, ne de stada gidip izleme imkanları... Bunun gibi bir çok örnek bulursun o dönemleri yakalamışlar arasından, hepsi mi boş konuşuyor yani? Evet hepsi boş konuşuyor... İzlemediğin bir adamı nasıl yorumlarsın arkadaş?

Kaçak inanılmaz bir grup, canlı performansları mutlaka tecrübe edilmeli, çok ciddiyim!

Diş eti ve tartar sorunum var ama reklam malzemesi olmaktan tırstığım için tedavi olmaya korkuyorum! Belki de düpedüz dişçiden korkuyorumdur da bahanem budur, ne bileyim...

Aşk yine baş verdi...

Babamla arabayla uzun yola gidiyorsak dinlediğimiz tek bir albüm var, hala sıkılmadık, Söz Vermiş Şarkılar - Murathan Mungan... Murathan Mungan'ın kaleminden fırlayıp aslında pek çoğunu Yeni Türkü sayesinde tecrübe ettiğimiz şarkılarını farklı sanatçıların yorumlamasıyla oluşan bir albüm, enfes!

Geçen ölümü düşündüm, sonra dedim siktir et, yatıp uyudum. Çok üşengecim çok...

Açık Öğretim sınavları iyi geçti bu arada, işkilleniyorum. Bu kadar kolay olmaması gerekiyordu, kesin bi bokluk çıkacak bunun içinden...

Geçenlerde 2004 yılında üniversite hayatını sonlandırmış, sonra da askerliğini yapıp hayata atıldıktan sonra babayı almış bir tanıdıkla sohbet ediyorduk... Konu dün sabah yapılan sınava geldi de oradan eski sınavları yâd eden bir konuşma içerisine girdik. Orada bahsi geçti, eskiden sınav soruları çalınırdı, şimdilerde hiç çalınmıyor. Mahkeme kararıyla erişim mi engellendi, hayırdır?

Sensizim Canım diye Facebook hesabı var lan, ben Kadir Şinas yaptım diye halktan tepki görmüştüm...

30'unda Kıbrıs'a gidiyorum. Ben Blackjack masasından dedektif kurpiyer Douglas McGiven...

O değil de Kıbrıs'ta kızlar teklif ediyormuş diyorlar, ne kadar doğru?

Şimdi check ettim de (Check etmek...) ben Kıbrıs'ta sürterken Şaban Van'da olacakmış... Aramızdaki kalite farkı bu işte! Nası' kodum ama? Benim babam çok zengin...

Her hevesli Türk genci gibi ben de senaryolar yazdım, sonra erotik esintilerin geri geldiğini görüp seks furyasının aleti olmamak için geri adım attım.

Trivial Pursuit iyi bir tayfa tutturursan çok eğlenceli olabilecek bir oyunmuş, bunu keşfettim...

Pek takıldığım, gezmekten dolaşmaktan hoşlandığım bir mekan değildir ama bir sebepten ötürü Bağdat Caddesi dolaylarında bulundum Cuma ve Cumartesi günleri... İnsanlar cidden acayipler, dünyanın hiçbir yerini gezmedim ama şuna eminim ki dünyanın hiçbir kesiminde böyle bir abartı, böyle bir lüks çılgınlığı yoktur...

Tabi ki servet düşmanı değilim, zenginsen zenginsindir de onun da bir asaleti vardır değil mi? İnsanın gözüne sokmazsın... Çok afedersiniz öyle kokoşlar gördüm ki, köpeğini çantasına koymakta. Köpek de öyle havalı ki sanarsın sıçtığında bokundan elmas parçaları ayıklıyorlar!

Densizim Canım diye Facebook adı mı alsam?

Geçen sene kendi takımının şampiyonluğundan umudu olmayan herkes "Şampiyon Sivas olsun abi" diyerek popülistliğin dibine vuruyor, kavramın orasını burasını eşeliyordu. Şimdi aynı cümlede özne değişti, Bursaspor oldu... İsmail kusura bakmasın da, çok itici duruyor be! Sırf bu yüzden Fenerbahçe şampiyon olsun istiyorum yeminle. Beşiktaş da olabilir gerçi... Ya da şöyle diyelim, derbiden sağ çıkan şampiyon olsun.

Gerçi o zaman da Bursalılar; "Bizi şampiyon yapmadılar, önümüz kesildi..." diyebilirler. Onu çok kişi yaptı zaten.

Mübarek yaz aylarına giriyoruz yavaş yavaş... Bildirmek isterim ki arkadaş listemdeki bütün erkekleri yaz sonuna kadar blokluyor ve bikinili bağyan dostlarıma kanalize oluyorum.

Ha bir de, ben böyle aşkın ızdırabını...

Haydi selametle...

Hiç yorum yok: