13 Ocak 2010 Çarşamba

Sayın Rahşan Ecevit

İşi gücü olmayan bir arkadaşım, kendi arkadaşlarından aklına gelenleri Google'larken! (Grup Googlelarken keh keh keh yuh!) benim de ismimi arıyor ve şöyle bir sonuç çıkıyor karşısına...

NTV'de 3 Kasım 2002 seçimleri öncesi seçimle ilgili Celal Pir'in yaptığı programa ben soru yollamışım ve o soru yayınlanmış NTV arşivlerinde de duruyor ve benim hiç haberim olmuyor. Kendimi aratmışlığım da vardır yani. Metinden benimle ilgili kısmı alıntılıyorum;
Celal Pir: Şimdi bir başka soruyla devam edeceğim. Bir öğrenci, Sayın Doğuş Memigüven sormuş. O diyor ki; "Dün Sayın Milli Eğitim Bakanı bir açıklamada bulundu ve Sayın Rahşan Ecevit'in DSP'yi yönettiğini açıkladı. Demek ki bunlar daha önceden biliniyordu. Peki o zaman neden buna karşı çıkılmadı ya da bir önlem alınmadı ve ülkeyi böyle çalkantıların içine attılar?"

Sema Pişkinsüt: Fevkalade doğru bir tespit. Aslında partinin içerisinde ben 7 yıldır parlamentodayım. İktidar olunduktan sonra da daha farklı bir biçimde arkalarına ekledikleri gruplar oluşmuş idi. Ve bu grupların içerisinde de bir kısmı daha sağa kayarak sağ politikalara da hizmet eder konumda, birçok icraatın içerisinde de yer almışlardır. Partinin içerisindeki değerlendirmelerin esas ilkesel olabilmesi için de çıkarın dağıtıldığı, esas gücün olduğu, insanların ve hükümet iktidar imkanlarının var olduğu bir dönemde yanlışlık yapılıyorsa o zaman ortaya çıkıp doğruları konuşabilmek, bunları da medyatik bir biçimde önceleri olmaktansa partinin gerçekten platformlarında, yani kurultayları gibi önemli platformlarında dile getirmek gerekir. Değişir mi değişmez mi? Evet, değişme olasılığı olmadığı için ben zaten aydıldım. Örneğin hem kurultayda hem kurultay sonrasında da özellikle 27 Temmuz'da geçen sene Sayın Başbakan'ın çay davetinde kendi ellerine 14 sayfalık bugün söylenenlerin tümünü fazlasıyla içeren bir rapor da takdim ederek söylemiştim.

O soruyu sorarken (2002)

Haha o kadar kibarım ki ama, canım benim, sorumun içinde nefes alan her varlığa sayın yazacağım diye götümü yırtmışım. Onu geçtim, 7 sene öncesi yahu, şimdi kaba bir hesap yaptım da Lise 1 ya da 2. sınıfım... Celal Pir de kibarlığımdan etkilenmiş; Sayın Doğuş Memigüven diye dalmış direk. Gerçi Celal'ciğim hep böyle kibardır, demek bu yüzden çaldırıp kapatıyordu yedi senedir bak, vay be.

Sorunun masumluğu da süper. 'Yaaa niye bizi böyle çalkantılıyorlar yaaa, üzmesinler bizi başımızdakiler uffff...' demiş kadar var. Ha raconu da kesmişim ama, 'Demek ki bunlar önceden biliniyordu kardeşim! Açıklasalardı ibneler o zaman baştan, niye açıklamadılar ha? Ağzınıza sıçarım lan sizin!' demişim, aynen böyle ha!

Yine de tespitimin fevkalâdenin fevkinde olduğu su götürmez bir gerçek...

Vurun öldürün oğlum beni ya, gece gece yaşadığım memory refresh'e! bak, unbelievable..!

4 yorum:

blastrula dedi ki...

olm yazdin mi yazmadin mi? yoksa biri senin ismini mi kullanmis? yazdiysan niye yaziyorsun lise 1'de böyle seyleri? kafam karisti.

Sir Douglas McGiven dedi ki...

yazdım, yani yazmışım, yazıp yayınlanmaz diye siktir etmişim sanırım ondan sonra da... ne bileyim ben. birinin benim adımı kullanma ihtimali az zira o dönemler siyaseti ciddi ciddi takip ediyordum. sanırım ben yazdım onu, yani yazmışım, yazıp yayınlanmaz diye siktir etmişim...

Saban dedi ki...

Lan ben de bi kere "Yakın Plan"a mı ne göndermiştim? Tribündeki şiddet olaylarını filan tartışıyorlardı il güvenlik bilmemnesiyle. Celal Pir, "Sayın Şaban Işık diyor ki," demişti, heyecandan altıma sıçmıştım neredeyse. Vay arkadaş, ne günler geçmiş. Şimdi Celal Pir gelse, "Sen git, Mirgün gelsin" derim.

Hangi sayfada buldun la arşivi? Ben de bakayım...Arşavin.

Sir Douglas McGiven dedi ki...

http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/163134.asp

bu benim haberin linki de mantığı kavrarsın sen, arsiv.ntvmsnbc.com