22 Mayıs 2010 Cumartesi

Ulan Yine Biri Yeşil Işık Yakmış!

Sezonlar kapandı, şampiyonlar belli oldu ve transfer söylentileri hızlandı. Dünya Kupası'ndan sonra iyice boku çıkacaktır ama David Villa'nın Barcelona transferi büyük bir başlangıç oldu. Chelsea'nin ve City'nin Torres'i istediği, Fabregas için yapılan Arsenal-Barcelona kavgası, Villa transferinden sonra takımda artık iyice gözden çıkan Henry'e West Ham'in göz koyması derken sezona gayet etkili bir şekilde giriyoruz. (Ronaldinho'yla da City ilgileniyormuş. Son dakika gelişmiş...) (Arsenal de Chamakh'ı almış, bu da son dakika arkadaşların elime ulaştırdığı bilgi olarak kayıtlara geçiyor.)

Öte yandan da bizim ülkenin gündeminde Bursaspor'un başarısı ve Aziz Yıldırım var. Milliyet'e göre başkanlığa geri dönen Aziz Yıldırım Daum'a; "Seneye Şampiyonlar Ligi'ni nasıl kazanırız, rapor hazırla hele ve kalmak istiyorsan bizi ikna et!" demiş ve rapor istemiş. Bu habere bakacak olursak Daum seneye Fenerbahçe'de duramayacak zira Fener'in seneye Şampiyonlar Ligi şampiyonu olacağına kimsenin ikna olacağını sanmıyorum, Aziz Yıldırım'ın bile. Şaka mı bu?

Bursaspor'da da gördüğüm kadarıyla gündemde sadece bir tek isim var o da Volkan Şen'e Beşiktaş'ın yaptığı söylenen; "Bir miktar para + 2 yabancı ve 1 yerli oyuncu" teklifi. Bursaspor'dan "Hehehe adam mı sikiyonuz allasen?" cevabının gelmesi an meselesi sanırım. Eldeki 'harcanmış' yabancıları nasıl bir yerlere kakalayabileceğini düşünen Beşiktaş bir kısmını Türkleştirip Fener'e ya da Galatasaray'a gönderebilir mesela.

Galatasaray Serdar Özkan ve Mehmet Batdal'ın işini erkenden bitirdi. Arda'nın Tottenham transferi söz konusu ama ne olacağı belli değil. Bir de Elano ve Kewell hadisesi var ki ben ise daha çok Servet'in ne olacağını düşünüyorum. Servet'i bir defans oyuncusu olarak severim ama beton delen sünkürükleri başta olmak üzere insanlık namına bir şey ifade ettiğini sanmıyorum.

Trabzon'da ise ses seda yok. Kupa tatmin etmiş gibi gözüküyor, inşallah öyle değildir. Fakat daha önce başka bir yazıda yazdığım gibi Umut Bulut ve Alanzinho ya Şenol Güneş'in gazabına uğrasınlar ya da gönderilsinler. Bencil futbol-cu- Trabzonspor'a yakışmıyor. (Lafa gel, sanki kırk yıldır Trabzon maçlarını kaçırmıyorum.)

Bakalım daha kimlere kimlere forma giydirmek nasip olacak bizim Gürkan'a... Adam seviyor dayı bu işi... Eskiden bir karton üzerinde bebek figürü ve kıyafet tasarımları verirdi gazeteler, alırdın önce bebeği sonra kıyafetleri keser sonra bebeğe kafana göre giydirirdin. (Ayşecik mayşecik olurdu adları) Sen giydirir miydin bilmiyorum gerçi de ben giydirmezdim, böyle samimi konuştuğuma bakma. Fakat kardeşim giydirirdi. Ben de kardeşimin giydirdiği o bebeklere gazetede görüp sevmediğim ünlülerin kafalarını oradan keserek yapıştırırdım. (Racon kesmiyoruz icabında, kafa kesiyoruz. Fakat gazeteden, kuru sıkı.) Gürkan'ın yaptığı işi ona benzetiyorum. Fakat niye bu saçma sapan şeyi bu kadar uzun bir paragrafta paylaşma ihtiyacı duyduğumu bilmiyorum. Yazıya bir son bulamadığımdan olabilir. Halbuki nokta koyunca bitiyor, değil mi? O kadar da çok nokta kullandım halbuki, hiçbirinde bitemedi, şimdi nasıl bitecek? Ha! Belki de...

.

Hiç yorum yok: