30 Nisan 2011 Cumartesi

How Can I Go To Sultanahmet Ulan!


Canim sikiliyor, yalnizim. Klise degil mi? Evet...

Ama bu her basima geldiginde biliyorum ki her kim olursam olayim 'Kimim abi ben ya?' diye kendime soracagim, devaminda her nerede olursam olayim 'Burada ne isim var?' diye dusunecek, seneye de giyerim diye ruhuma gecirdigim buyuk beden sikintilarin efil efilliginde circir olup icime sicacagim. Vicik vicik, isik kirilmalarinin en catlaginin eseri olan boktan bir renk ile... Boktan bir renk olmasi bok rengi olmasindan ote gelen o boktan renkten bahsediyorum, hepimiz gormusuzdur bir kere. Bayanlar haric, onlar osurmaz ve de sicamaz. Bu delillerin isiginda circir da olamazlar.

Yalnizlik iyi, bazen. Bazen de kotu iste, ne bileyim? Oyledir herhalde...

Ama o kotu oldugu zamanlarda yalniz olmasak olmaz mi? Biri olmasa bile yanimizda, arasa biri. Biri seni dusunse o an ve bunu bilsen, o biri en guzel biri, bes yuzun onda biri, icimizden biri, ulan ucun biri olsa ne olur yani?

Cok kalabalik da iyi degil aslinda... Uc-bes ile idare edeceksin, canin sikildiginda gidecegin bir arkadasin, sevisecegin kiz arkadasin, bir lezbiyen bir de gay ile fikra misali takilacaksin. Tiksineceksin de hepsinden, hepsine birbirlerini anlatacaksin ama en temiz sen kalacaksin. Sutten cikmis ak icraatler! Cok kisiyle yapamazsin bunu, sen de kirlenirsin...

Kirlenmek guzeldir...

Agzin yuzun toz toprak icinde, ustun basin camur olmus cocuk! Aksam eve gittiginde ve kapiyi actiginda annen, kapinin onunde binbir turlu zilgiti yiyecek ve ustundekileri cikarmaya baslayacaksin yavas yavas...

'Cikar sunlari cikar! Girme oyle eve... Suraya bak ya!'

Belki biliyorsun bunu, onceden tecrubelisin, belki de bilmiyorsun. Bilip de o an idrak edemiyor da olabilirsin ama kale diregi diye dizdigin iki tasin neresinden topun gectigine dair hummali bir tartismanin icindesin.

Aksam ezanindan once baslar yalnizligin. Once kapida soyunursun, tozundan topragindan ayrilsin yalnizligin cunku yalnizlik ibadettir, temizlik gerekir.

Her gun belki de binlerce kisi olduruluyor.
Binlerce kadina tecavuz ediliyor...
Binlerce kisinin agzi burnu kiriliyor bir yerlerde.
Her gun binlerce insan alkolun dibine vuruyor.
Burnundan ceken var,
Siringadan hoslanan.
Bazilari sarmayi seviyor...
Sen yaprak sarmasini seviyorsun.
Anneannen yapmis yollamis, buzdolabindaki borcamin icinde duruyor.
Sikildikca yiyorsun, canin istedikce yiyorsun...
Annenin tembihi geliyor kulagina;
'Yatmadan once yeme, karabasan gelir...'

Niye, o da mi bekar evinde yasayip yaprak sarma seven biri? Buyursun gelsin... Gelmezse hatrim kalir.

Fotograf: fuck the luck by *sh4de-pl

Hiç yorum yok: